Kür Paketlerinde Özel İndirim!
Şimdi başla, sağlığın için ilk adımı at!
Kür paketlerinde %20’ye varan indirimler seni bekliyor.
📦 Stoklarla sınırlıdır.
Mineralli su, yer altındaki doğal kaynaklardan çıkan ve çözünmüş mineral tuzları, elementler ve gazlar bakımından zengin olan özel bir su türüdür. Avrupa Birliği Direktifi 2009/54/EC’ye göre, bir suyun “doğal mineralli su” olarak sınıflandırılabilmesi için; korunmuş bir yeraltı rezervuarından gelmesi, kimyasal yapısının istikrarlı olması ve dışarıdan hiçbir işleme (klorlama, ozonlama, filtreleme vb.) tabi tutulmaması gerekmektedir.
Doğal mineralli sular genellikle 20°C sıcaklıkta litrede en az 1 gram çözünmüş mineral içeriğine sahiptir. Ancak bu miktar, kaynağın jeolojik yapısına göre çok daha yüksek olabilir.
Mineralli su, bu farklarla öne çıkar; sadece susuzluğu gidermek değil, belirli sağlık desteklerini doğal yollarla sağlamak da hedeflenir.
Doğal mineralli sularda yaygın olarak bulunan mineral ve elementler:
Magnezyum (Mg): Kas fonksiyonları ve enerji metabolizmasında görev alır.
Kalsiyum (Ca): Kemik sağlığı ve sinir iletimi için gereklidir.
Potasyum (K): Kalp ritmi ve su-elektrolit dengesi için önemlidir.
Sodyum (Na): Hücre dışı sıvının ana katyonudur.
Bikarbonat (HCO₃): Sindirimi destekler, mide asidini dengeler.
Sülfat (SO₄): Karaciğer ve safra sistemini destekler.
Florür (F): Diş sağlığında etkilidir.
İyot (I): Tiroid fonksiyonları için gereklidir.
Bu minerallerin oranları kaynağa göre farklılık gösterir ve her kaynağın kimyasal “parmak izi” vardır.
European Journal of Clinical Nutrition (2002) dergisinde yayınlanan bir çalışmada, magnezyum içeriği yüksek mineralli suyun tansiyonun dengelenmesine yardımcı olduğu gösterilmiştir. Aynı şekilde, Almanya’da yapılan bir başka çalışmada (Schweizerische Medizinische Wochenschrift, 1997), kalsiyum ve sülfat açısından zengin mineralli suların safra yolları ve bağırsak tembelliği gibi rahatsızlıklarda olumlu etkileri olduğu raporlanmıştır.
Ayrıca WHO’nun 2005 tarihli “Nutrient Minerals in Drinking Water” raporu, içme suyundaki minerallerin eksikliğinin uzun vadede çeşitli hastalık risklerini artırabileceğini belirtmiştir.
Mineralli su, doğal içeriğiyle vücudu destekleyen bir içecek olmasına rağmen her kaynak gibi dengeli tüketilmesigereken bir değerdir. Her bireyin günlük mineral ihtiyacı farklıdır; yaş, yaşam tarzı, beslenme alışkanlıkları ve çevresel faktörler bu dengeyi etkiler.
Genel olarak günlük 1–2 şişe (yaklaşık 500 ml – 1 litre) doğal mineralli su tüketimi, hem hidrasyon hem de mineral desteği açısından ideal kabul edilir. Burada esas olan, suyun içeriğini bilmek ve ihtiyaçlara uygun seçim yapmaktır.
Tuzla İçmeler gibi doğal kaynaklardan gelen mineralli sular, beslenme düzenini destekleyici nitelikte değerlendirilmeli; suyun sadece miktarına değil, niteliğine de dikkat edilmelidir. Unutulmamalıdır ki, su sadece bir sıvı değil, yaşamsal bir içeriktir.
Tuzla İçmeler, 1611 yılında Evliya Çelebi’nin Seyahatname eserinde “şifa menbaı” olarak zikredilen nadir kaynaklardan biridir. Osmanlı döneminden bu yana tabiplerin, seyyahların ve halkın teveccüh gösterdiği bu kaynak, bugün Sağlık Bakanlığı onayıyla el değmeden ambalajlanmakta, içeriğindeki mineraller korunmaktadır.
Tuzla İçmeler Suyu; magnezyum, kalsiyum, sülfat ve bikarbonat açısından zengin bir profil sunar ve geleneksel kür uygulamalarında kullanılır. Modern ambalajlama teknolojisiyle bu mineral dengesi 1 yıl boyunca korunabilmektedir.
Mineralli su, yalnızca bir içecek değil; doğanın bedenimize sunduğu güçlü bir destek sistemidir. Hem bilimsel verilerle desteklenen faydaları hem de yüzyıllardır süregelen geleneksel kullanımıyla, günlük yaşantımıza entegre edilebilecek doğal bir sağlık aracıdır.
Tuzla İçmeler gibi köklü kaynaklardan gelen mineralli sular, hem geçmişin bilgeliğini hem de modern bilimin güvenini bir arada sunar